25 Nisan 2013 Perşembe

galatasaray günleri

uzun zamandır tek kelime yazı yazmıyorum. sabahtan beridir nostaljik hisler içine de girince, oturup yazayım diye düşündüm, müsaade etmediler.

öncelikle kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler için belirteyim, ben galatasaray üniversitesi öğrencisiyim. hocalarımın arasında; costa gavras'a çevirmenlik yapmış "coolest kid in the pen" tadında hocalar, alanında tek bir adet dahi dişe dokunur çalışma yokken elini taşın altına koyan hocalar, "en zayıf halka"yı sunarken belli etmemiş olan ancak dünyanın en tatlı insanlarından biri olan bir hoca, anlatacak daima ilginç bir hikayesi olan hocalar, sinema tanrılarının bu ülkeye göndermiş olduğu peygamber yönetmenlerle çalışmış hocalar, bana çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendime batırmayı öğreten hocalar var. tüm bu insanların her biri hakkında ayrı ayrı yazı yazmak gerekir (ki mezuniyetine çeyrek kalan bir öğrenci olduğuma göre bunu yapmak yalakalık da sayılmaz.). en az bu hocalarım kadar güzel, bir o kadar da göğsümü gere gere arkadaşım diyebileceğim insanlar var...

çok açık konuştum ancak isim vermedim. gsü iletişimden olup da kimlerden bahsettiğimi anlayamayacak insan yoktur. ancak bu yazı, isim içermeyecektir ve ne yazık ki bu yazı, bu güzel insanlar ile ilgili de değildir. bambaşka bir varlık ile ilgilidir. kendini çok iyi bilirsin ki seninle ilgilidir.

ben ki kendisinden açıktan açığa nefret eden bir insanım, senin gibilerini gördüğüm zaman kendime olan inancım katlanıyor. hiç şüphe etmeksizin, iyi bir insan olduğumu düşünüyor ve mutlu oluyorum. kendime dair ne şüphem varsa yok olup gidiyor. dünya üzerinde hiçbir insan, ben de dahi, senin gibi bir tipten daha aşağılık ve çirkin olamaz.

ve yine ben ki intihara meyilli -bu meyil, eyleme dökeceğimi iddia ettiğim bir meyil değildir.- bir karaktere sahip bir insanım, seni gördüğüm vakit hayata bağlanıyorum. çünkü bu dünyanın benim gibi insanlara daha fazla ihtiyacı var ve senin gibi insanlara daha az...

dinlemeyi bilmiyorsun, duyduğunu anlamıyorsun, yeryüzündeki en tehlikeli insansın; çünkü tüm bunlara rağmen anladığını sanıyorsun.

"cehaletin, tüm alanlarda ortak olmak üzere evrensel."

bulunduğun akademi için, yüz karasısın. 

inanıyorum ki rezaletin yüzünden, beraber çalıştığın insanlar senin adına utanıyorlar.

en son âna kadar yine de suçu kendimde arıyorum ve itiraf ediyorum: üç buçuk yıldır "bir bildiği vardır" diyerek saçmalıklarını tolere ve rasyonalize etmekte çok büyük hata yapmışım. burada söylemeliyim ki ne bir şeyleri biriktirdiğimden bir patlama yaşıyorum ne de bir anlık öfkeyle kaleme alıyorum bunları.

karakterimden ötürü senin gibi insanların önünde eğilip, bükülüyor oluşumdan dolayı ben suçluyum.