30 Mart 2015 Pazartesi

en karanlık sırrım

uzunca bir süre, annemin öldüğü gün intihar edeceğimi düşündüm.

"artık başka türlü bir geleceğin mümkün olduğuna inanıyorum" demeyi isterdim ve belki bu sırrı açık etmeyi düşündüğüm ilk anda bu yazıyı yazsaydım diyebilirdim de... intihardan çok, intihar fikriyle ilgiliyim ve takıntılı olduğum pek çok konudan yalnız bir tanesi nihayetinde.

ancak biliyorsunuz ki hayat kimseye öyle nazik davranmıyor sevgili romalılar.

inanmayacaksınız, ancak hayatımın uzunca bir döneminde iflah olmaz bir iyimserdim. bakmayın şimdi böyle intihara meyilli karamsar bir insan oluşuma.

çaresizlik, karamsarlık ve hıyarlık... bunların hepsi sonradan öğrenilen şeyler.

itiraf etmek gerekirse, en başta kendim olmak üzere herkes için hep en güzel şeyleri diledim ve yine başta kendim olmak üzere kimsenin de başına güzel şeyler gelmedi. tabi vaktiyle kötü şeyler tek benim başıma gelirmiş gibi hissetmekten ötürü de içeride bir şeyler büyümeye başladı. kontrol altına alınması gereken bir takım şeyler...

velhasılıkelam en başta karamsarlık olmak üzere bu bir takım şeyler büyüdükçe büyüdü. varlığını inkar ettikçe, bastırdıkça kontrol altına almak daha da güçleşti.

ne olsa, benden bilinsin. zira yoruldum.

tekrar tekrar geçmişe dönüp, mücrim gibi üzülmekten yoruldum.

darmadağın, ne anlattığımı kendim bile bilmediğim şeyler yazmaktan ve böylesi yazmak ihtiyacından da yoruldum.