20 Şubat 2014 Perşembe

logos spermaticos -21-

birkaç ay evvel kendi başlattığım bir blog ile eleştiri yazmak konusundaki deneyimimi arttırmak üzere bir girişimde bulundum. yola çıkış amacımı ne zaman unuttum bilmiyorum, ancak bu eylemim ardı ardına fırsatlar doğurdu ve çok zaman geçmeden multiplayer'a yazmaya başladım. ardından da henüz çok başında olsa da indieregandi geldi.
tüm bu zaman zarfı içinde edindiğim çok kıymetli bir tecrübe oldu. eleştiriyi doğru, haklı ve sert yapmayan bir eleştirmen; olsa olsa bir pr'cıdır. (pr dediğim de halkla ilişkilerin ecnebicesinin kısaltması, nasıl oldu da kullanmaya alıştım aklım almıyor ya neyse bu başka bir yazının konusu)

"ambrose bierce olayım derken, fark etmeden ayşe özyılmazel olmak..."

inceleme ile eleştiri niye iki farklı tür gibi algılanıyor bilmiyorum. ancak eleştirinin arkasında dimdik duran kelimeler, ona incelemeden çok daha ulvi bir anlam yüklüyor. dolayısıyla oldum olası, çok büyük oldukları algısını yaratmış ve bununla beraber bir şekilde de büyümeyi başarmış şirketlerin avukatlığını yapan ibnelerden olmadığım için eleştirinin merkezinden çok da uzak olmamam gerekiyor.(sözüm sana ea, yolun yol değil, böyle devam edersen, bu oyuncu kitlesi tahtını siker haberin olsun.)

her neyse. dönüp yazdıklarıma baktığım zaman memnun olmadığımı fark ettim. fark etmek de iyi oldu, bundan şikayetim yok.

öte yandan hayatımdan memnun olmadığım da bir gerçek. yaptığımdan tatmin olamama hissini yeniden yaşıyorum. üzerine ihtiyaç içerisinde olduğum zamanlar da ekleniyor. maddi, manevi...

ilerleme  içgüdüsü bu olsa gerek. dün ne yaptığımızın hiçbir önemi yok; yarın ne yapacağımız bizi rahatlatan...