26 Temmuz 2011 Salı

mozart requiem

elden hiçbir şey gelmemesi ne kadar sinir bozucuysa, söyleyecek bir şey bulamamak da öylesine sinir bozucu. bir de bu hayatta kendi kendine söylerken bile kulağa garip gelen sözler var.

25 Temmuz 2011 Pazartesi

logos spermaticos -7-

onca zaman duyulan öfke, bir gecede yok oluyor ve ardından durulan denizde yüzen bir tekne bile yok. bir şeyler yapmak için fazla öfkeli olduğun onca zaman önüne çıkan fırsatlar, bir işe koyulabileceğin anda ortaya çıkmıyorlar. bunu gülemeyecek kadar komik buluyorum.

ben vaktiyle çok kötü şiirler yazdım. ama çok kötü şeylerdi onlar. aynen böyle, iki sefer üst üste "şiir" diyemeyeceğim şeylerdi. birisi görse eğer, derdimi anlatamayacağım çirkinlikte şeyler, hasiktir.

sonra dedim ki hiç karıştırmayayım cümlenin ögelerinin yerlerini. kurallı ve yan yana yazılmış cümlelerle anlatayım, ne anlatmak istiyorsam. bir evvelki rezilliğe kıyasla daha okunur şeyler çıktı ortaya. bir umut, sevdiğim başka bir şeyle kıyaslayayım dedim. onu da çok uzun yapmadım. ilkin, başka bir şeylerle kıyasladığımda okunur görünen şeye, başka bir şeyle karşılaştırdığımda, ben dahi katlanamıyordum. işte "yazar" kelimesini; ancak "yazmak" eylemini geniş zamana göre çekerek kullanabileceğimi ve asla bir mesleki ünvan olarak kullanamayacağımı anladım.

bu bahsettiklerimin olduğu tarihleri doğrusal bir zaman çizgisinin üzerine yerleştiremem. ben edebiyatta, sinemada, felsefede, sosyolojide, psikolojide ve dahi insanlıkta boyumun ölçüsünü bundan çok uzun zaman evvel aldım. işte ben o zamanlardan bu zamanlara, araya yerleştirilmiş kısacık bir zaman diliminde "benden bir bok olmayacağı" hükmüne vardım.

o gün -hangi gündür bilinmez- bugündür, fikrim değişmedi. değişmez...

7 Temmuz 2011 Perşembe

copyleft'e inanıyorum

bir gün, değerli herhangi bir şey ortaya koyup yine de sefalet içerisinde ölecek olursam savunmam budur: gerçek hırsızlık "copyright"'tır, ben copyleft'e inanıyorum.

inatla "copyright" dememin sebebi "copyleft" gibi soğuk bir espri yapmaya çalışmak değil. ilk bakışta ben de "komik değilsin." tepkisi vermiş olsam da işin iç yüzü öyle değilmiş, sonradan öğrendim. copyleft, her ne kadar copyright kadar sayfalarca açıklamalara sahip olan bir kavram olmasa da ondan daha erdemli olduğuna inanıyorum.

copyleft'i kısaca, copyright'ın tam zıttı olarak, bir eseri çoğaltmanın veya dağıtmanın serbest olması eserin sahibinin aynı zamanda "mal" sahibi olmaması şeklinde tanımlayabiliriz. copyleftin olduğu yerde herkes söz konusu eseri (ki bu eser aklına gelebilecek her türlü yaratı olabilir) herkes elde edebilir, kullanabilir, değiştirebilir ve dağıtabilir. tek bir şart vardır: tüm bunları maddi bir kazanç sağlamak için yapmamalıdır.

komünizm ütopyası gibi geliyor kulağa, haklısın. ancak bugün, erinçli bir hayat dahi ütopik bir istek değil midir?

şimdi bunu "hırsızlık" diye nitelendirecekler çıkabilir. bir süreliğine saygı duyarım, bu süre içersinde siktirip gidebilirlerse hepimiz açısından çok güzel olur. gerçek hırsızlığın copyright olduğunu görmemek ise körlüktür. şimdi basit bir troll mantığıyla, eğer copyright yerine copyleft olmasaydı bugün "korsan" kavramı ortaya çıkmayacaktı.

sırada işin ciddi yanı var. aldığımız dvdler, kitaplar, bilgisayar programları vs... bunlardan elde edilen kazancın ne kadarı, üretim sürecinde çalışmış kişilerin cebine giriyor? tabiki çok azı... yakın zamanda amerikan senaristlerin sırf dvdlerden aldıkları payı 3-5 sent arttırabilmek için greve gitmeleri gibi bir örnek de var... bu noktada bizzat ağır komunistmişim gibi konuştum, ama değilim. aksine kapitalist köpeğin en önde gideniyim.

ben, bugün korsan kullanıcısı olabilirim. bununla gurur duymuyor da olabilirim. içten içte yanlış olduğunu da düşünüyor olabilirim. ancak ben paramı niçin kullanacağım ürüne zerre katkısı olmayan kodamanların cebini doldurmak için harcayayım?

neyse konu copyleft'ten hırsızlığa kaydı. demem şudur ki copyleft, ortaya konan her tür fikri mülkün her birinin tek başına, insanlığın ilerlemesine doğrudan katkı yapması demektir.

böylesine güzel bir şeyin varlığından haberim varken, bir gün uygulamayacak olmak, bana yakışmaz. (sanırsın sadrazamın ta kendisiyim...)

not: korsancıdan 5 liraya alın demiyorum. torrentten indirin, daha iyi sonuç alırsınız.