24 Kasım 2014 Pazartesi

bir kadını öldürdüm

benim gibi her fırsatta geçmişe dönmek gibi beyhude bir çaba içine girenlerdenseniz, bir takım şeyleri fark edecek ve sayısız kere yüreğiniz burkulacaktır.

bir kadını öldürdüğümün farkına işte böyle vardım.

kelimeler, sesli söylenmeye gerek duymaksızın güçlüdürler. ve insan, yalnızca nefes almayı bıraktığında ölmez, kelimeleri olumsuz seçmeye başladığında da ölebilir.

bir kutu var, bakıyorum. binlerce kelime yazılı, bir dolu kağıt... mektuplar, kartpostallar ve dahi ders notları... en olumsuz meseleler bile; her biri neşeli, güneşli bir gün gibi pırıl pırıl kelimelerle yazılmış. yüzüme bir gülümseme yayılıyor.

sonra tarihlere bakıyorum, karnıma ağır bir hiçlik oturuyor. o kelimelerin yerini, başkalarının aldığını fark ediyorum. bunun da tek suçlusu benim.

şimdi ben bir ölüyüm, seçtiğim kelimeler eski kelimeler değil; bir kadını öldürmüş olabilirim, onun da seçtiği kelimeler eski kelimeler değil.

bakıyorum, "ne güzel çocuklardık" diyorum. "hala güzel çocuklarız" diyor.

belki de haklı.

17 Kasım 2014 Pazartesi

logos spermatikos -23-

ne zaman azıcık kabuğumdan çıkayım desem; bir el omzuma dokunuyor, var olmayan bir ses "bu iş yorar seni." diyor. evrenin kum havuzu değil, kolezyum olduğunu hatırlatmak için çok farklı yöntemleri var.

böyle olunca yeniden kabuğuma çekiliyorum.

bırakayım "güzel kadınların, bahtı da güzel olsun."