16 Şubat 2013 Cumartesi

logos spermaticos -19-

herkesin "neşeli, muzır" diye öve öve bitiremediği bir çocuk var içinde. benim içimdeki çocuk ise bugün intihara meyilli bir sefil haline geldiğim için bana öfkeli.

"tüm bunları yapanlara dur demediğiniz için siz de suçlusunuz!" diyen çok bilmiş gebeşler, şöyle kallavi bir "siktir" yemeyi hak ediyorlar. çünkü ben, herhangi bir eylemimle etki etmediğim şeyler yüzünden suçluluk hissetmeyi reddediyorum.

insanoğlunun hırsı, kendi türünden olanları sefalete sürüklüyor. açlık, yoksulluk ve çaresizlik... tüm bunlar, her türlü insanlık suçunu işleyip de toplumlar tarafından "kahraman" ilan edilmeyi yine de becerebilen insanların armağanı. açgözlülük yüzünden, doğanın dengesiyle oynamak insanların duygularıyla oynamak kadar kolay. hâlâ fosil yakıtlara bağımlıyız. bir önceki jenerasyon "milenyum"da uçan arabaların hayallerini kurarlarken bugün "teknolojik gelişmeler" iphonelardan, tabletlerden ibaret.

dünyanın bugün geldiği noktaya gelmesinden zerre sorumlu olmadığım kadar, en ufak bir suçluluk duymuyorum.

bu bir sosyal sorumluluk ya da farkındalık yaratma yazısı değil. "sen ne yaptın?" sorusuna vereceğim yanıt "bunların hiçbirini yapmadım." olabilir. "yaptığım her yanlışın sorumluluğunu ve suçluluğunu üstleniyorum" da diyebilirim. ancak her halükarda, kendi doğru bildiği, bir ütopyanın özelliklerini yansıtan insanların, beni daha fazla suçlu hissettirmesine müsaade etmeyeceğim.

her gün, bir öncekinden karanlık. durum böyleyken, sorumlu olmadığım ve engel olamayacağım şeyler yüzünden suçlu hissetmek en son ihtiyaç duyduğum şey.

ikinci dünya savaşının karanlık atmosferinde "sizler yeni bir gün doğumunu bekleyebilirsiniz, benim buna gücüm kalmadı..." diyerek intihar eden stefan zweig'a umutsuzluğundan ötürü kızan pek çok kişi vardır. ben kendisine kızmıyorum.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder