4 Mart 2012 Pazar

"rome knows the value of her own"

"my name is caius martius corialanus"


corialanus, benim nazarımda yapılmış en iyi shakespeare uyarlaması olabilir. ralph fiennes'i tebrik etmek lazım. zira ilk trailerı izlediğimden bu yana oluşan büyük beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. gerçi içten içe keşke sabretseydim de dvd kalitesinde izleseydim diyorum. bir de keşke altyazı bekleseydim. ağır ingilizce ve garip aksan eklenince anlamak için birkaç kere izlediğim sahneler oldu. merak eden varsa bekleyin derim.

"yiğit özşener "yayınlanmış oyunun var mı?" diye sordu. zik gibi kalakaldım."


dersler arasında deliler gibi boş vaktim olduğundan ne yapacağımı bilemiyorum. geçen perşembe şans eseri yiğit özşener söyleşisi vardı da hadi ona gideyim dedim. bir ara "bir şeyler yazıyor musunuz?" diye sorunca boşta bulundum elimi kaldırdım. döndü "film?" diye sordu. ben de "film, radyo oyunu..." diyip sıyrıldığımı düşündüm. panik atağın eşiğinden döndüğüm saniye, herhalde radyo oyunu dememi enteresan buldu ki "yayınlanmış bir oyunun var mı?" diye soruverdi.

o an adama külliyatını anlatamazsın tabi. tek cümleyle yanıt vermek lazım ve artık o cevabı oradaki 200 kişiye vermenin de getirdiği bir "kendini mal pozisyonuna sokmama isteği" var... "malesef," diyebildim, "genelde ders kapsamında falan...". neyse ki daha çok üstüme gelmedi.

"n'acayip okul lan, boğaz manzarası vapurlar falan..."


ne zamandır diyeceğim, demeyeyim diyorum... lan insanlar belgesellerindeki röportajları siyah bir bez önüne adamı oturtup yaparlar, bizim ise ders için yaptığımız belgeselden "arkadaki raflar niye boş?" diye puan kırılır. kullanmaya müsait tek yeri anca uygun pozisyona getirmişiz, mekanı da mı biz döşeyelim?

insert küfür here.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder