13 Mart 2010 Cumartesi

mademki dünya bir hiç...

gece de iç gündüz de iç diyerek sığlık etmeyeceğim. şimdi benden böyle bir şey yazmamı bekleyeniniz varsa hemen burayı terk etsin. hemen şimdi, çık git.

öhöm, neyse. iki duble bir şey içen adam başımıza ya neyzen kesiliyor ya hayyam... neymiş efendim? "bu dünya bir hiç"miş "boş"muş "her şey"... he yavrum aferim, bugün yaklaşık altı milyar insan yaşıyor dünya üzerinde ve bilmem kaç katı kadarı da yaşayıp ölmüş. henüz otuzuna varmadan çözdün bütün hayatı, he valla bravo.

hadi ilgin yoktur okumazsın da lisede de mi duymadın hiç; ne biliyim bir freud olsun, spinoza olsun, durkheim olsun, monteigne olsun... ulan hepsini geçtim insan hatun düşürmek için bir nietzsche falan okur karl marx okur. bu adamlar hayatın anlamını çözücem de "ab-ı hayat" içicem diye hayatlarını bok ettiler de bir şey anlamadılar be... ya ben neyse bir şey demiyorum.

evet, bu hayat son bulacak; fakat boş değil. bunu kabul etmiyorum, edemem. edersem yaşanmışlıklarıma ayıp olacak. kendime terbiyesizlik olacak. boş ise hayat, insan için yaratılan -ya da kimilerine göre kendiliğinden var olan- onca şey neden?

bu kadar özlemek, böylesine sevmek, bir şeyleri istemek, aşık olmak, gülmek, ağlamak, eğlenmek, hüzünlenmek, yalnızlık çekmek... neden? her birini ayrı ayrı her birimiz yaşamıyor muyuz? evet, öyleyse neden? cevabı olmayan bir soru bu, neden?

-çünkü hayat çok boş yeaaaaa...
-git kendini çok sevdirmeden...

gülünç...

Orhun Kayaalp

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder